Yaşandıkça Yaşamayanlar


Yaşandıkça Yaşamayanlar



Gündemimizden düşmek bilmeyen şiddet ve cinsel istismar haberleri bana insanlığın kitlesel olarak ahlak, vicdan gibi değerlerini hızla yitirdiğini düşündürmekte. 
Beni asıl düşündürense; şiddetin, istismarın, caniliğin kapsamının ne zamandan beri bu denli geniş olduğu?  Sosyal medyanın bu kadar gelişmediği dönemlerde de bu tip olayların böylesine çok yaşanması tüyler ürpertici. Konum yalnızca şiddet değil; pedofili ,hayvan, kadın ve çocuk istismarları. Yazımın başında belirtmek isterim ki; Bu yazının daha doğrusu bu konunun hakkını veremeyeceğim yaptığım araştırmalar yıllara yayılan grafiklerin korkunçluğuna uygun kelimeleri lugatımda birleştiremiyorum yine de değinme cesaretin de bulunacağım. 



Konumuza dönecek olursam ilk olarak şiddet başlıklarından bahsedeceğim. Çünkü çoğumuz şiddetin sadece bedensel veya iz bırakıcı olduğunu düşünüyoruz 


1. Fiziksel Şiddet: Fiziksel  şiddet hepimizin sıkça duymaya kimimizin ise görmeye alışık olduğu türdür. Gündemimiz de sıkça yer aldığı için hepinizin anlamını artık ezberlediğini varsayıyorum.

2. Psikolojik Şiddet: Kişinin bedeninden çok ruh sağlığımı hedef alan bir şiddet türüdür. Aşağılama, sözlü taciz, alaycı üslup, tehdit bu şiddet türünün içerisin de yer alır. Psikolojik şiddet basite indirgense de uzun yıllar devam ettikçe kişide yarattığı tahribat önüne geçilemeyen ruh sağlığı bozukluklarına yol açar. 

3. Ekonomik Şiddet: Ekonomik kaynakların ve paranın düzenli bir şekilde bir yaptırım tehdit ve kontrol aracı gibi kullanılmasıdır. 

4. Cinsel Şiddet: Yine duymaya alışık bir kavram olduğu için en basit tanımını yapacağım. Bireyin isteği dışında cinsel davranışa zorlamak cinsel şiddet olarak bilinir. 

( Malesef henüz aklı yetmeyen bebek ve çocuklara dahası ancak zarar gördüğünde ne olduğunun farkına varan hayvanlara bu kadar basit anlatamıyoruz şiddet ve cinsel istismarı ) 


Şiddet ve cinsel istismarın yapılan her türlü lince rağmen azalmak yerine artması akıllar da soru işaretlerine sebep oluyor. Acaba istemeden de olsa biz bu durumu normalleştiriyor muyuz? Bu soruma sebep olan birden fazla dayanağım olduğunu fark ettim. En tehlikelisi sosyal medya; Kullanım amacına göre zararlı veya yararlı olabilen bu kitlesel araç sayesinde bu olaylardan haberimiz oluyor değil mi? Hemfikir olduğumuz bir şey bu ama işin görülmeyen boyutları var. Yasal haklar, normlar gibi caydırıcı etkenlerin yetersizliği.  Hayvana yaptığı şiddet ve cinsel istismardan küçük para cezalarıyla yırtılanlar mı dersiniz? Tam halktan olabildiğince uzak kalabilecek kadar hapis cezası alanlara iyi halden indirim uygulanmasına mı? Faili meçhul kalanlar mı dersin? Ahlak adı altında yapanlar mı? Sizce de sosyal medyanın yansıttığı şeyleri bu yönüyle ele aldığımızda `` eşeğin aklına karpuz kabuğu sokmak `` olmuyor mu? 

Şiddet daha çok kadınlar üzerinden yapıldığı dönemler de ise buna karşı çıkan çoğu kadın `` FEMİNİZMCİ `` kalıbı altında duyar kasmakla suçlanıyordu. Farkındaysanız iş  bir kadının eteğinin boyunu, makyajını, yapılmış saçlarını ve çıplak ayak bileklerini aştı. Daha önce iyi hal uygulanan bir çok sebebi aştık. Artık karşımızda hayvana, çocuğa önüne gelen objeye dahi cinsel  istismar uygulayan insanlar var. Var mı buna da karşı çıkanları bir kalıp altında toplayan teriminiz ? 



Durumu düzeltmede bana kalırsa yapılan en büyük hata sadece kadınlara yönelik bilinçlendirmeye gidilmesi. Yapan kişilerden çok yapılan kişiler üzerinde durduğumuz için bir arpa boyu yol gidemedik. Her türlü caniliğin bu kadar artması idam ve hadımı da gündeme getirdi. Ancak bu yaptırımlar olaylardan sonrası için geçerli. Birileri ölmeden, tecavüz edilmeden , dövülmeden bu tür olayların önüne geçemeye çalışacağız. İdam ve hadım isteyenlerin de en az benim kadar haklı sebepleri olduğunu biliyorum ancak bu uygulama Türkiye`yi yüzlerce yıl geri götürmekten öteye geçmeyecektir. 
Şiddet her insanın içerisinde yer alır. Bizlerin bu olaylar yaşanmadan önlemini almak için üzerinde durması gereken ilk sorun bireyin psikolojisidir. Çoğu zaman toplumda dışlanma, bastırılmış duygular, egemenlik kurma arzusu ve dikkat çekme eğilimi şiddet ve cinsel istismarı açığa çıkarmakta. Toplumda genci, yaşlısı , kadını erkeği demeden psikojik destek zorunluluğu olursa insanların kötüye yönelik eğilimlerini  sadece olaylar yaşandıktan sonra gerçekleştirmeden önce de önlemler alabiliriz. Olağan durumun bir an önce kontrol altına alınmasını temenni ediyorum.  
Yaşanabilir bir Dünya için nice farkında günlere. 

Esenlikle kalın






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kelebek Etkimiz Mandela

Kendime Dair

Milenyumda İnecek Var

Yeni Yılda Sen

Geçmişten Gelen Yirmiler

Motivasyonun Önemi

Beş Planlama Tavsiyesi

Yaşamak mı? Yaşlanmak mı?

BAŞARININ ANAHTARI : RİTÜEL