Geçmişten Gelen Yirmiler





  Geçmişten Gelen Yirmiler                                                    

                         




Şimdilerde yirmilerime bir o kadar yaklaşmış yaşlarımdayım. Geriden geliyorum bu yaşa bir o kadar geçmişten. Neyi ne kadar yaşadığımı neyin ne olduğunu sorguladığım zamanlardayım. Her yaşın ayrı güzelliği vardır derler, güzelliğinden ziyade fark ettirdiklerini ön planda tutarak başlıyorum yazıma

 Düşüncelerimin kalabalıklığı zamanla içsel bir devrime neden oldu. Bu devrimin benim için en başarılı maddesi kendimi bulunduğum şartlara bağlı olarak olduğum gibi kabullendim. Bu hayallerimden vaz geçtiğim anlamına gelmiyor tabiki ama daha realist başlangıçlar yapmamı sağladı şu hepimizde olan kalabalık gelecek planlarını hayatın belirsizliğine bırakıp daha yakın gelecek planlarıma odaklandım böylelikle hem düşüncelerimin kalabalıklığı berraklaştı hem de şimdiki kısa zamanlı listemde işi bitirdiğimde attığım tikler bana oldukça keyif veriyor. 




Çoğu insanın basite indirgediği her duyguyu kimi zaman hevesle kimi zaman ise büyük bir ızdırıpla yaşadım. Hem kendimin hem karşımdakinin yerine empati kurdum. Dönüp baktığımda ise etrafımdaki bir çok insanla aslında etkili iletişimin sadece benim çabamla sağlandığını fark ettim. Bunun için harcamış olduğum enerjinin ne kadar gereksiz olduğundan bahsetmeme gerek yoktur herhalde çünkü sizi anlamak isteyen insan için fazla söze bile ihtiyaç duymazsınız. Bir başka farkediş maddem; Çevremde olup biten şeyleri görmezden gelememiş olmam en çok bu yüzden yirmilerimin öncesi ve başlangıcından beri dinmek bilmeyen ağrılarımdan hayıflanmakla geçti. Öyle anlar oldu ki insan kendi içinde pes bayrağını çeker ya işte tam da böyle vaz geçtim bir anda her şeyden tüm anılarımdan, gelecek ümitlerimden, insanlardan...  Çünkü o en sevdiğin dostunla içtiğin güzel sohbetli kahveler, her gün gittiğin okul, iş ve diğer rutinleşen her şey tek düze bir hal aldığında zorunluluk hissini de beraberinde getirdiğini ve artık keyiften ziyade sorumluluğa dönüştüğünü de fark edeli de çok olmadı.



Yirmilerime yaklaşırken bir başka fark ettiğim şey ise gerçekten istemenin bir şeyleri oldurmaya yetmediği. Aslında isteyince değil istediğin şey her neyse onun sadece güzelliklerine değil risklerine, getireceği sorumluluklara, yorgunluğuna, kaybettireceği maddi manevi her koşuluna kucak açınca olduğuymuş. Kısacası başarmanın bir yarısı inanmaksa diğer yarısı feda ettiğin zamanınmış. Tekrar bu yaşlarım Aristoteles'in "l' homme est un animal politique"  (insan politik bir hayvandır)  cümlesinde ne demek istediğini anlamamı sağladı. Üniversitenin bu cümleyi kavratmakta hatrı sayılır bir yeri olmalı 😌
Yirmilerin çok güzel yaşlar olduğuna bunca şeye rağmen bende katılıyorum ama kendimi bu çağ için hayıflanmaktan alıkoyamıyorum. Ne zaman hayıflanmaya başlasam aklıma okuduğum İki Şehrin Hikayesi kitabının giriş cümlesi gelir. " Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana "   Charles Dickens 1859' da belki kısmen ama 2018 i tam anlamıyla yansıtan bu kelimeleri birleştirirken bu kadar haklı çıkacağından bi' haberdi.







Şartlarımız doğduğumuz andan itibaren her ne kadar içinde bulunduğumuz koşullara göre şekilleniyor olsa da bu görülmez kast sisteminden sıyrılmak bir bakıma farkındalık işi. Her yeni güne bambaşka dirençle uyandığımız sabahlar hayatın insanları kıyısından, köşesinden tuttuğunun en güzel kanıtı. Dayatılan kalıpları kabul edip etmemek bizlerin elinde bir defa biçilen ömür için ne fazla hüzünün ne de çabasız güzelliklerin getirdiği geçici hazlara yer yok. Kendi hayatımı güzelleştirmek için attığım her adımdan sizleri de haberdar etmek benim için çok keyif verici okuyan, okutan herkese minnettarım En güzel çokça farkında yaşlara 🌸


















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kelebek Etkimiz Mandela

Kendime Dair

Milenyumda İnecek Var

Yeni Yılda Sen

Motivasyonun Önemi

Beş Planlama Tavsiyesi

Yaşamak mı? Yaşlanmak mı?

BAŞARININ ANAHTARI : RİTÜEL

Yaşandıkça Yaşamayanlar